Sağlıkta Birlik Derneği
Anasayfa | Künye | İletişim | Sağlıkta Birlik Derneği Ana Sayfan Yap Açılış Sayfası Yap | Sağlıkta Birlik Derneği sık kullanılanlara ekle Sık Kullanılanlara Ekle | Sağlıkta Birlik Derneği RSSRSS 15 Ekim 2025, Çarşamba
Loading
Sektör
SEKTÖREL PANAROMA
07 Ağustos 2013 01:30  |  Okunma: 3105  | 
Facebook Paylas
“ Yüksek tıp teknolojisinin yanı sıra coğrafi konumu, insan kaynakları ve bağımsız akreditasyon kuruluşları tarafından denetlenen hastaneleriyle Türkiye, sağlık alanında tüm dünyada dikkat çeken bir gelişme göstermektedir. „

Türk Sağlık Sektörü, Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) içindeki payını da her geçen yıl artırmaktadır. Sektörün yüzde 4.4'ü kamuya, yüzde 1.7'si ise özel sektöre ait olmak üzere GSMH'dan aldığı pay yüzde 6.1'e yükselmiştir. Sağlık sektörüne en büyük finansmanı sağlayan Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) yıllık toplam tedavi harcamaları ise 2011 yılında 20 milyar TL'ye ulaşmıştır. SGK'ya sunulan hizmetler içinde özel sektör yüzde 35 büyüklüğe sahip bulunmaktadır.

Türkiye'de faaliyet gösteren bin 500'e yakın hastane içinde özel hastanelerin sayısı 500'ü bulmaktadır. Sektörde, 28 bini özel hastanelere ait olmak üzere toplam yatak sayısı 205 bin civarındadır. Sektörde SGK'ya hizmet sunan iki bine yakın özel kurum ve kuruluş mevcut. Özel hastanelerin sektör içindeki payı, geçen yıl yüzde 30'un üzerine çıkmıştır.

Sektördeki toplam sağlık çalışan sayısı 700 bin civarında. Özel sektörde 21 bini doktor olmak üzere 200 bin kişi istihdam edilmektedir. Türkiye'de toplam 124 bin hekim bulunurken, bunun yaklaşık 24 bini özel sektörde görev yapmaktadır. Hemşire sayısı ise 115 bin düzeyinde bulunmaktadır.

SEKTÖREL ANALİZ

Sağlık, Türkiye’de en hızlı gelişme ivmesine sahip sektörlerin başında gelmektedir. Özellikle son beş yıl içindeki büyüme trendiyle sektör, enerji ve telekomla birlikte en fazla yatırım çeken ilk üç sektörden biri olarak gösterilmektedir.

Kurması ve işletmesi oldukça pahalı olan hastane yatırımlarındaki tecrübesiyle Türkiye, Avrupa’daki birçok ülkeyi geçmiştir. Bununla birlikte tedavi giderlerinin ABD ve Avrupa’nın altında olması Türkiye’yi sağlık çözümlerinin gözde ülkelerinden biri haline getirmiş, dolayısıyla yurtdışı sermaye gruplarının Türkiye’de sağlık yatırımlarına olan ilgisi artmıştır.

Önümüzdeki dönemde ayrıca çevre ülkelerdeki Türk hastane sayısında da artış öngörülmektedir. Bu kapsamda birçok şirket yatırım projeleri için bölge ülkelerde altyapı çalışmalarına başlamış durumdadır.

Sağlık turizminde ciddi potansiyel var

Türkiye, sağlık turizminde çok ciddi bir potansiyel taşımaktadır. Geçen yıl, çok sağlıklı bir rakam elde edilememekle birlikte 100 binlerle ifade edilebilen sayıda insan Türkiye’ye tedavi için gelmiştir. Hastalar, ağız, diş sağlığı, göz, ortopedi ve kalp ameliyatları için Ortadoğu’dan, Afrika’dan, Orta Asya’dan hatta Avrupa’dan Türkiye’ye hizmet almaya gelmektedir. Sağlıkta en çok turist alan şehirler içinde İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Adana ve Bursa öne çıkmaktadır.

Medikal turizm, termal turizm, yaşlı ve engelli turizmi ile Türkiye, sağlık turizminde dünyada ilk 10 ülke arasında gösterilmektedir. Özellikle termal turizm konusunda oldukça avantajlı bir ülke olan Türkiye’nin önümüzdeki dönemde sağlık turizminde ilk beş ülkeden biri olması öngörülmektedir. Bunun için öncelikli olarak Türkiye’nin sağlık alanında rekabet gücünü artırması gerektiği vurgulanırken, bu amaçla hasta turizmi yapacak işletmelerin planlamasının esnetilmesi ve ucuz kredilendirme imkânının sağlanması gerektiği üzerinde durulmaktadır

Özel sektör SUT fiyatlarının artmasını bekliyor

Sektörü zorlayan konuların başında ise mevzuat değişiklikleri gelmektedir. Sektör temsilcileri, mevzuatın en kısa sürede sektörün daha rahat yatırım yapmasını sağlayacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini savunuyor. Bununla birlikte yedi yıldır artmayan Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatlarının, özel sağlık sektörünün kârlılığını büyük oranda etkilediğine dikkat çekiliyor.

Sektör yeni yatırımlara yönelebilmek için SGK’nın SUT fiyatlarını artırmasını bekliyor. Sektör aktörleri, SGK ödemelerinin (SUT fiyatlarının) güncellenmesinin yanı sıra yıllık belli bir artış rakamının belirlenmesi gerektiği üzerinde duruyorlar. Ek olarak sektör, mevcut ruhsatlı hastanelerin büyümesine ve branş ilave edilmesine gerekli izinlerin verilmesini bekliyor.

Öte yandan, sektörde 2020 yılına kadar yaşanacak değişim ve dönüşümleri mercek altına alan araştırma ve danışmanlık kuruluşu Frost & Sullivan’ın analizine göre Türkiye ve dünyada devrim niteliğinde dönüşümler yaşanacak.

Analize göre, önümüzdeki 10 yıl içinde gerçekleşmesi öngörülen sağlık trendlerinin başında “hasta olmadan sağlıklı kalmak” olacak. Yatırımların ağırlığı ise hastalık sonrası tedavi ekseninden hasta olmayı engellemeye doğru kayacak.

Avrupa’nın 6’ncı büyük ilaç pazarı

İlaç sektöründe ise yıllık Ar-Ge yatırımı 65 milyon dolar civarında olan Türkiye, bölgenin en büyük, Avrupa’nın 6’ncı ve dünyanın 14’üncü büyük ilaç sektörüne sahip. Sektör temsilcilerinin paylaştığı bilgilere göre; 2011 yılı üretici fiyatlarıyla yaklaşık 15.2 milyar TL düzeyinde bir pazarla kapatıldı.

Ancak, global bütçe uygulaması nedeni ile her yıl kamuya verilen ve giderek büyüyen ilave iskontolar sonucu ilaç şirketlerinin kârlılıklarının azaldığına işaret eden sektör aktörleri “İlaç harcamaları bütçesini yönetmek ve kaynak sıkıntılarını aşmak için hükümetin ilaç fiyatlarını indirmeye odaklanan bir politika benimsediğine ve bu yaklaşımın ilaç endüstrisinin iş ve yatırım planlarını bozduğuna ve birçok firmayı yeniden yapılanmaya zorladığına” işaret ediyor.

Sektör temsilcileri; artan ve yaşlanan nüfusu nedeni ile Türkiye’nin sağlık alanındaki ihtiyaç ve taleplerinin sürekli arttığı, bu talebi karşılayacak, gerçekçi ilaç bütçelerine ihtiyaç olduğunun altını çiziyor.

Sektörün Güçlü Tarafları

  • Özel sektöre yönelik yatırımlara devam edilmesi,
  • Referans hastanelerinin çoğunda çağdaş teknolojik donanımın yeterli düzeyde olması,
  • Türk toplumunun hastalıklarının tedavisi için tıp merkezlerine gitme alışkanlığına kazanması,
  • Özel sağlık sigortalarının artması ve bu alanın gelişim potansiyeli taşıması,
  • İletişim ve bilişim teknolojisinde önemli gelişmeler sağlanması,
  • Genç nüfus işgücünün, finansman ve insan kaynakları açısından avantaj taşıması.

Sektörün Zayıf Tarafları

  • Sağlık hizmetleri için genel bütçeden sınırlı pay ayrılması,
  • SGK hastalarının bir kısım hastanelerde yük yaratması,
  • Hekim dışındaki kalifiye sağlık personelinin yetersizliği,
  • İstihdamdaki yaygın kayıt dışılık,
  • Sosyal güvenlik primlerinin tahsilinde yaşanan aksaklıklar,
  • Denetim eksikliği sonucunda, sosyal güvenlik sisteminde oluşan açıklar,
  • Halkın gelir düzeyinin düşük olması,
  • Tıp fakültesinin öğrencilerin eğitim tercihi olmaktan uzaklaşmaya başlaması,
  • İlaç, sağlık malzemesi ve teknik donanımda büyük oranda dışa bağımlı olunması.

Kaynak:Dünya Gazetesi
Bu sitede yer alan bilgiler Sağlıkta Birlik Derneği adresi kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Tüm hakları Telif Hakları Yasası'nca korunmaktadır. Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
FaceBook'tan Yorumla

Yorum Yazın

Yorum yazabilmeniz için Üye Girişi yapmanız gerekmektedir.
Yorumlar

Henüz hiç yorum yapılmamış.
Copyright © 2025 Sağlıkta Birlik Derneği Ulusal Sağlık Haber, Köşe Yazısı, Analiz, Fotoğraf ve Video Portalı. Tüm hakları saklıdır.